Plastik Klips Yöntemi ve Cinsel İşlev Üzerindeki Etkileri

     

      Başta ABD olmak üzere birçok ülkede 1935 yılından bu yana yüzük (Gomco) yöntemiyle sünnet yapılmaktadır (1). Yenidoğanlarda uygulanan bu teknik günümüzdeki plastik klips yönteminin atası sayılmaktadır. Orijinali metal olan bu sünnet aparatının plastik formu ilk olarak ABD'de 1956'da, sonra da Avrupa'da 1965 yılında kullanıldı (2). İlerleyen yıllarda pipiye daha uyumlu, kullanımı daha kolay ve riskleri daha düşük olan plastik sünnet aparatları geliştirildi. Dünyada yaygın kullanımının olmasına karşın ülkemize son 10 yıl içerisinde girdi ve giderek yaygınlaştı. Plastik klips yönteminin ilk uygulandığı şehir olan Ankara'da halen çocukların yarısından fazlasının plastik klips yöntemiyle sünnet edildiği tahmin edilmektedir. Çığ gibi büyüyen ve giderek ülke genelinde adını duyuran bu yöntem hakkında, söylenti niteliğinde bazı olumsuz görüşler ortaya atılmaktadır. Plastik klips yönteminin, ilerideki cinsel işlevi olumsuz etkileyebileceği konusunda, bilimsel hiçbir temeli olmayan bazı yanlış bilgiler halk arasında dolaşmaktadır. Konunun uzmanı olmayan kişiler tarafından ortaya atılan bu tür söylemler her ne kadar bilimsel anlamda hiçbir destek bulmasa da halkın kafasını karıştırmakta ve yöntemle ilgili tereddüt oluşturmaktadır. Bu tür söylentilere bilimsel bir cevap vermek de bu yöntemi yıllardır başarıyla uygulayan biz uzman hekimlere düşmektedir.

      İlk olarak beklirtmek istediğim nokta, bu yöntemin neredeyse 100 yıldır uygulandığı ve cinsel işlevi olumsuz etkilediğine dair hiç bir makale bulunmadığıdır. Bu yöntemde, çıkartılması gereken sünnet derisinin sınırı ve miktarı, dikişli yöntemdekiyle aynıdır. Plastik klips yönteminde kesme işlemi de dikişli sünnette olduğu gibi cerrahi olarak yani bistüriyle yapılır. Kısaca kestiğiniz dokunun miktarı ve kesme şekli tamamen aynıdır. Tek fark, dikişli yöntemde kesilen yara uçları dikişle birleştirilir, plastik klips yöntemindeyse yara uçları plastikle birleştirilir. Uç uca getirilen yara her iki yöntemde de kendiliğinden kaynayarak iyileşir. Yani dikiş kullanılmasının yara iyileşmesi üzerinde ek bir mucizevi etkisi yoktur. Günümüzde yaraları bir arada tutmak için çok değişik materyaller kullanımaktadır. Tel zımba (stapler), doku yapıştırıcısı (tissue glue), yara birleştirici bantlar (steril strip) kullanılan değişik materyaller arasında sayılabilir. Kısaca, kesilen yara uçlarının bir araya getirilmesi doku kaynaması için en yeterli bir unsurdur.

      Sünnet işlemi sırasında plastik klipsin cildi sıkıştırıp damar ve sinirleri ezdiği konusu olumsuzluk şeklinde gündeme getirilmektedir. Belitmek istediğim önemli bir nokta, kesilen sünnet derisinin içerisinden geçen damar veya sinirlerin penisin sertleşme (ereksiyon) veya boşalma (ejakülasyon) mekanizmasıyla hiç bir ilgisinin olmadığıdır. Sünnet derisini sıkıştırmak veya kesmekle sadece sünnet derisine giden kılcal damarları ve yüzeysel duyu sinirleri feda edilir, penisin diğer oluşumları bundan etkilenmez. Zaten yöntem ne olursa olsun, sünnet derisini çıkartabilmek için sünnet derisine giden damarların ve sinirlerin kesilmesi gerekir. Sünnet derisinin damar ve sinirlerini koruyarak o dokuyu çıkartmak mümkün olmaz. Kısaca, bir cildi kesmek demek o bölgeye giden sinir ve damarları keserek, bağlayarak veya sıkıştırarak iptal etmek demektir. Dikişli yöntemde sünnet derisinden geçen sinir ve damarlar önce kesilir sonra da yara uçları dikilir. Plastik klips yöntemindeyse çıkarılacak olan sünnet derisi önce sıkıştırılır sonra da kesilir. Kısaca, tüm yöntemlerde yapılan işlem temelde aynı yani sünnet derisinin vücuttan ayrılmasıdır. Her iki yöntemde de kesilen damar ve sinirler sadece sünnet derisiyle ilgilidir. Sünnet sırasıdan geride kalan penis cildindeki sinir ve damarlara asla zarar gelmez. Sonuç olarak, plastik klips yönteminde ereksiyon işlevine zarar vermek asla mümkün değildir. Ereksiyon için gerekli olan sinir ve damarlar penisin iç ve orta tarafında tarafında yer alırlar. Penis veya penis başı tam olarak kesilmedikçe penisde işlevsel kayıplar görülmez. Bu tür komplikasyonlar nadiren dikişli yöntemde görülse de plastik klip yönteminde kesinlikle mümkün değildir.

      Plastik klips hakkında yukarıda belirttiğim teknik konulara ek olarak bu yöntemin cinsel işlev üzerindeki etkilerini biz de bilimsel olarak araştırdık (3). Cinsel işlevin en iyi değerlendirildiği yaş grubunu yani ergen ve erişkin erkekleri çalışmamıza dahil ettik. Araştırmamızda, 2007 ve 2010 yılları arasında sünnet edilen ve yaş ortalaması 21 olan 186 erkeğin uzun süreli takiplerinde cinsel işlevlerini değerlendirdik. Sünnet öncesi ve sonrası uygulanan testler aracılığıyla ereksiyon, ejakülasyon, genel tatmin gibi cinsel işlevler detaylı olarak irdelendi. Bu çalışmanın sonucunda plastik klips yönteminin uzun dönemde cinsel işlevi kesinlikle olumsuz etkilemediği, aksine ereksiyon süresi ve genel cinsel memnuniyetin sünnet sonrası anlamlı ölçüde arttığını tespit ettik.

           

        Kaynaklar:

  1. Yellin HS: Bloodless circumcision of the newborn. Am J Obstet Gynecol. 1935; 30:146

  2. Barrie H, Huntingford PJ, Gough MH: The plastibell technıque for circumcision. Br Med J. 1965 Jul 31;2(5456):273-5.

  3. Senel MF, Demirell M, Misirlioglu F, Sezgin T: Adult Male Circumcision Performed with Plastic Clamp Technique in Turkey: Results and Long-Term Effects on Sexual Function. Urol J. Summer 2012; 9:( 3): 701